uzman klinik psikolog sabiha ışık 05301221102
sabihaisik@outlook.com
Zeka geriliği (mental retardasyon)
08/04/2022 Zeka geriliği (mental retardasyon) Zeka, özellikle ailelerin çok önem verdiği ve hayatın
süreçleri içerinde de gerçekten nasıl geliştiği, neler olduğu, az ya da çok
oluşu her zaman bir problem teşkil eden ve merak uyandıran bir konudur. Zeka
işlevi olduğu kadar tanımını yapakta zorlanılan bir kavramdır. Zeka denilen şey
aslında öğrenme, öğrenileni uygulayabilme kullanabilme, yeni durumlara uyum
sağlayabilme ve çözümler üretebilme yeteneğine denir. Zeka nasıl ölçülür? Aileler çocuklarının zekalarını geliştirmek için çeşitli
şeyler yapmaktadır. Aslında beyin gelişimi zeka gelişimi ile yaklaşık paralel
gider. Dolayısı ile de beyin gelişimi ve zeka gelişimi yani öğrenme
kabiliyetinin gelişimi için daha anne karnından itibaren sağlıklı bir gelişim,
aynı zamanda da bebeğin doğduğu andan itibaren hem çevresel koşulların hem de
anne ilişkisinin iyi düzenlenmesi, bebeğin sevgi görmesi, dokunulması bütün bu
gelişimsel süreçler zeka gelişimini ve zekanın kullanılabilme kapasitesini
etkiler. Zeka yüksekliği ailelerin daha çok dikkatini çekmekle birlikte zekanın
yetersizliği yani zekada gerilik olması ciddi problemlerden bir tanesidir. Zeka
geriliği olduğunu öğrenmek, çocuğunuzun yaşıtları ile eş olarak gelişmediğini öğrenmek,
kapasitesinin onlar kadar olmadığının saptanması ve size söylenmesi ve bunu
kabullenmek çoğu zaman zordur. Zeka geriliği ile anlatılmaya çalışılan yaşının
gelişim dönemine uygun olmayan şekilde bir işlev bozukluğu olmasıdır. Bu işlev
bozukluğu hem öğrenme hem de sosyal alanlara yansır. İlişki kurmada zorluk,
yaşıtları kadar öğrenememe, gelişimsel yeni durumlara uyum sağlayamama ile
giden bir süreç izlenir. Dolayısı ile aslında zekadaki problemler çocuk doğduğu
andan itibaren fark edilebilir. Çünkü zeka geriliğine çoğu kez bedensel bazı
gerilikler de eşlik eder. Yani bebeğin gerektiği zamanda kafasını tutamaması,
dik oturamaması, yürümesinin, konuşmasının gecikmesi gibi. Ama yine de zeka
geriliği evde konulacak bir tanı değildir. Uzmanlar tarafından
değerlendirilmesi ve yönlendirilmesi gereken bir tanıdır. Zeka gerilikleri tek
bir tanım olarak karşımıza çıkmaz. Zeka geriliklerinin dereceleri vardır. Bu
dereceler uluslararası kabul edilmiş ve ülkelere göre geçerilik ve
güvenilirlikleri yapılmış çeşitli zeka testleri ile konulur. Aynı zamanda
klinik gözlemler ve bedensel gelişim de dikkate alınarak zeka geriliği tanısı
konulabilir. Şuanda ülkemizde uygulanması gereken en güncel test WISC-R 5 dediğimiz
zeka testidir. Ayrıntılı olarak bize bilgi verebilmektedir. Uygulanacak test
sonrası zeka gerilikleri çeşitli düzeylerde incelenir. Yaklaşık puanlama sisteminde 0-25 arası puan almış
olan gruba ileri zeka geriliği diyoruz. Bu durumda kişinin kendisine bakımı,
çevre ile ilişki kurması, gelişimi tümü ile geride kalmıştır. Dolayısı ile de
saptamak çok daha kolaydır. Gelişim süreci içerisinde kendine bakamaz, kendi
gereksinimlerini karşılayamaz, herhangi bir öğrenme işlevini yerine getiremez. Genellikle
ileri derece zeka geriliklerinde çeşitli bedensel sorunlar da sıktır. Ancak
birkaç kelime öğrenebilirler. Birçoğunda dil gelişimi de saptamayız. Diğer kategori ağır zeka geriliğidir. O da yaklaşık 20-25
ile 30-35 arası puan alan gruba verilen addır. Bu grupta zaman içerisinde
konuşma öğretilebilir. Kendi gereksinimlerini, basit gereksinimleri karşılaması
öğretilebilir. Ama genelde bakıma muhtaçtır ve bedensel motor zayıflıklar da
eşlik eder. Zeka düzeyi 30-35 ile 50-55 arasında olan gruba ise orta
dereceli zeka geriliği diyoruz. Bu grupta konuşma ve ilişki kurma gelişebilir.
Aynı şekilde eğitimle de basit işlemleri yapabilecek düzeye getirilebilirler. Zeka bölümü 50-55 ile 65-70 arasında olan gruba ise hafif
zeka geriliği diyoruz. Bu grup özellikle özel alt sınıflarda eğitim
görebilir, hafif destekle yaşamlarını sürdürebilirler ama yine de yaşam sürdürebilmeleri
için bazı sosyal alanda özellikle desteğe ihtiyaçları vardır. Öğrenme düzeyleri
de yaşıtlarından geriden geldiğinden özel bir eğitim görmeleri gerekmektedir. Son grup ise sınır ve donuk zeka dediğimiz gruptur.
Bunların zeka gerilikleri azdır. Yavaş öğrenirler, özel bir sınıfa gitmeleri
gerekmez. Çabuk kavrayamazlar, birkaç kez tekrarlamak gerekir ve öğrendiklerini
çabuk unutabilirler ama birkaç yıl geriden olarak yaşıtları ile normal
okullarda okuyabilen gruptur. Zeka geriliği nedenleri
nelerdir? Zeka geriliği tanısı konulduğu zaman ailelerin en çok merak
ettikleri şeylerden bir tanesi de kendileri ile ilişkili bir neden olup
olmadığıdır. Zeka geriliklerinin çeşitli nedenleri olabilir. Bunlardan bir kısmı anne karnındayken geçirilen
enfeksiyonlar, bazı hastalıklar beyin gelişimini etkileyebilir. Bu da zeka
geriliğine neden olmuş olabilir. Yine çocuk doğduğu zaman bazı metabolik
hastalıklar hemen tespit edilip tedaviye geçilmezse zeka geriliği buna bağlı
oluşmuş olabilir. Doğum sırasındaki küçük travmalar beynin zedelenmesine neden
olarak zeka geriliklerine neden olabilirler. Çocuğun gelişimi sırasında da bazı
hastalıklar (kızamık, boğmaca gibi) ağır geçirildiği zaman zeka geriliklerine
neden olabilirler. Ama aşılama bu tür hastalıklardan koruyacağı için sonradan
bu tür hastalıkları geçirerek zeka geriliği oluşma olasılığı artık günümüzde
çok azalmıştır. Buda aşının önemini gösteren bir durumdur. Zeka geriliği tanısı mutlaka bir uzman klinik psikolog
tarafından yapılacak olan test sonrasında yorumlanarak konulur. Her zaman
sadece test sonucu tanı koydurmaz ama bunun yanı sıra mutlaka öykü, klinik
gözlem, değerlendirme de gerekir. Bunların hepsi değerlendirildikten sonra zeka
geriliği tanısı konulabilir. Zeka geriliği tanısı
konulmuşsa ne yapmamız gerekiyor? Çocuğun aldığı zeka geriliği derecesine göre farklı bir
sisteme oturtmak ve farklı bir sistemle çocuğun olan zeka kapasitesini
kullanmasını sağlamak gereklidir. Bunun için ilk önemli adım da ailenin bunu
kabullenmesidir. Çocuktaki yetersizliği kabullenmek aile için kolay
olmayabilir. Tabii ki her hastalıkta her problemde olduğu gibi öncelik
çocukların zeka geriliğine neden olabilecek nedenleri kaldırmaktır. Bu da doğum
travmalarını engellemek, hamilelik sürecinin düzgün takibi, metabolik
hastalıkların doğumdan sonra takip edilerek alınacak küçük bir kandan tanı
konularak tedavi verilmesi gibi öncelik korumaya yöneliktir. Ama eğer
koruyamamışsak o zaman çocuğun gelişimine ve zeka düzeyine göre ona en iyi
eğitimi vermemiz gerekir. Çünkü verilecek olan özel eğitimin olan kapasitesini
kullanması ve kendi başına hayatını idame ettirecek düzeye gelmesi özellikle
hafif ve orta zeka geriliklerinde çok önem taşımaktadır. Bunun dışında zaman
zaman davranış problemleri olabilir. Davranış problemlerini gidermek için
psikoterapi ya da ilaçlar kullanılır. Ama zeka geriliğini tedavi etmek için
kullanılan herhangi bir ilaç yoktur. Zeka geriliği ile birlikte olan diğer
problemleri ve hastalıkları tedavi etmek için zaman zaman kullanılan ilaçlar zeka
geriliğini geri döndürmez. Zeka geriliği olan kişinin kapasitesini arttırmak
ancak psikoterapi ve özel eğitim ile mümkün olabilmektedir. Klinik Psikolog Sabiha
IŞIK |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Antisosyal Kişilik Bozukluğu - 28/06/2022 |
Sosyopati ya da psikopati olarak da adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu genel anlamda diğer kişilerin haklarına karşı umursamazlık ve ihlal halidir. Çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eder. Hilekarlık ve |
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu - 24/06/2022 |
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin k |
Göç’ün Psikolojisi ve Sosyolojisi - 21/06/2022 |
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer; 1) ekonomik göç yani iş için göç edenler: Eskiden Avrupa mavi yakalı göçmen ararken |
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022 |
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onla |
Çocuklarda davranış bozuklukları ve çalma davranışı - 14/06/2022 |
Bir davranışı problem olarak değerlendirmenin belli objektif ölçüleri vardır. Davranışın değerlendirilmesi sırasında |
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır? - 07/06/2022 |
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim. Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba i |
Çocuklarda konuşma geriliği, konuşma gecikmesi - 03/06/2022 |
Konuşma bir öğrenme ve iletişim biçimidir. Bebekler etrafındaki olayları gözlemleyerek, cisimlerin isimlerini duyarak zamanla konuşmaya başlarlar. Çocuk beyni ilk üç yaş içerisinde öğrenme ve taklit etmeye çok açıktır. Çok kolay öğrenir ve taklit e |
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022 |
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması g |
İstediğini ağlayarak yaptırmaya çalışan çocuğa nasıl davranmalıyız? Ödül ve pekiştireç yöntemi nası - 24/05/2022 |
Bebek doğduğu andan itibaren ağlamaya başlar. Konuşamadığı için acıktığında, bir yeri ağrıdığında, tuvaleti geldiğinde, herhangi bir rahatsızlık durumu yaşadığında kendini başka türlü ifade edemeyeceği için ağlar. Ağladığında anne gider ve bir soru |
Devamı |