ATASÖZLERİNİN DÜŞÜNCEMİZE ETKİLERİ
Hemen hemen herkesin bildiği , günlük hayatında çoğunlukla kullandığı sözlerdir atasözleri . Bu kadar hayatımızın / yaşantımızın içine yerleşmiş kalıplaşmış cümleler , yönlendirilip doğru kullanıldığında istenmeyen düşüncelerimizle başa çıkmayı ve bu düşünceleri uzaklaştırmayı kolaylaştırdığını göreceksiniz .
Örneğin ; birkaç atasözünden örnekleyecek olursak ; ‘Alışmış kudurmuştan beterdir’ demiş atalarımız … Nede güzel demişler , bizim bir düzine teorik açıklamalarla anlatmaya ve anlamaya çalıştığımız bağımlı kişilik bozukluğunu veya bağımlılığı tek bir cümleyle özetlemişler . Günlük hayatımızda da sıkça kullandığımız bu sözü derinine inerek kullanırsak kullanım sıklığı ve eskiden beri edindiğimiz aşinalık nedeni ile sadece bu cümle bile bizi prangalara hapsetmiş bağımlılıklarımızın farkına varmamıza neden olabilir . Alışkanlıklarımız sinsice tatlı tatlı yavaş yavaş hayatımıza sızarlar bağımlılığa dönüşmeden önceki evre en kritik evredir çünkü başta zevk veren tatlı gelen alışkanlığın kök salmadan kalıcılaşmadan önceki son viraj son sapak evresidir . Bu basit cümle tamda o sapakta beklide size bir farkındalık yaratabilir , eğer doğru anlayıp zihnimize doğru kodlayabilirsek . Başka bir atasözünden örnek verecek olursak ; ‘İki dinle bir söyle’. Bu atasözünü günlük yaşantımızda , televizyonlarda , kitaplarda bile çok kez okumuşuzdur hatta eminim ki karşımızdaki insanlar içinde çok kullanmışızdır peki ya atasözlerini hiç kendinize yöneltip kullanmayı düşündünüz mü ? Örneğin bu sözü baz alalım ; aslında tartışmalara baktığımızda genelde gördüğümüz şey öfkeyle diline hakim olamamaktan kaynaklanan konuşmalar ve o öfke yüzünden karşıdakini katiyen dinleyememe ve sadece ben merkezci konuşma çabamız değil midir ? Bunun içinde savunma olarak ‘dilin kemiği yok’ demezmiyiz , oysaki bu atasözünü özümseyip beynimize o sinyali verdikten sonra çıkabilecek bir tartışmada beyin size hatırlatacaktır ; ‘İki dinle bir söyle’ diye .
Bunlar gibi daha yüzlerce atasözünü zihnimize doğru kodlayarak ve karşımızdakine atfetmekten ziyade kendimize de söyleyerek istenmeyen düşünce ve davranışlarımıza biraz olsun yön verebilir veya empati yeteneğimizi geliştirebiliriz . Son olarak birkaç örnek daha verecek olursak ; ‘Adam adamı bir kere aldatır’ güven kolay kazanılan bir şey değildir eğer karşınızdaki size güvenmişse bundan daha değerli bir şey olamaz fakat siz yaptığınız en ufak bir aldatmacayla o güveni alt üst edebilirsiniz bu durum hem arkadaşlık ilişkilerinde hemde aşk /evlilik ilişkilerinde böyledir . Veya ‘bin nasihattense bir musibet yeğdir’ başımıza gelen kötü bir olaya isyankar veya karamsar bakıp depresif bir ruh haline bürünmek yerine bu atasözünü hatırlayın , bazen başımıza gelen kötü şeyler bizim kötü giden gidişatımızı yanlış veya eksik olan yaşantımızı tamamlamak yada düzeltmek için başımıza gelmiş olabilir . Doğru yolda olduğunuzu sandığınız bir anda başınıza gelen bir felaket sizi doğru sandığınız yoldan asıl doğruya döndürebilir . Kişisel gelişim kitaplarında yer alan aydınlanma veya beyni kontrol etme sırlarının hepsi aslında sizin avuçlarınızda dert sizde fakat derman gene sizde sadece düşüncelerinizin biraz doğru yöne itilmeye ihtiyacı var o kadar …
PSİKOLOG HÜLYA AYDOĞAN