Psikolog Didem Pedagog İstanbul
danisman724@hotmail.com
DOĞUM SONRASI DEPRESYON
20/11/2011 DOĞUM SONRASI DEPRESYON Kadınlar, bir şekilde, doğumun
otomatik olarak keyif ve neşe oluşturduğunu öğrenmişlerdir. Çocuk doğurmayı
takip eden dönemin, hayatlarının en mutlu zamanı olması gerektiğine inanmaya
yönlendirilmişlerdir. Gerçekte ailenin yaşam döngüsündeki en stresli ve endişe
üreten dönemlerden biridir. Doğum sonrasındaki ilk yıl içinde psikiyatrik
hastalıklar (anksiyete bozuklukları, obsesif-kompulsif hastalıklar, depresyon
ve nadiren psikoz) açısından anlamlı bir risk altındadır. Ancak depresyon bu
hastalıklar içinde baskın olduğundan doğum sonrası psikiyatrik hastalıklar
denildiğinde genellikle doğum sonrası depresyon anlaşılır. Her 10 kadın beyninden biri doğum
yapmasının ardından gelen bir yıl boyunca depresyona girer. Bir nedenle
kadınların bu %10'luk kısmı, doğumda yaşanan büyük hormonal değişikliklerin
ardından kendisini dengeleyemeyen bir beyne sahip olur. Hamilelik sonrası
psikiyatrik değişiklikler annelik hüznünden psikoza kadar uzanan bir düzlemde
kendilerini gösterirler. Virginia Commonwealth Üniversitesi'nden Ken Kendler
kadınların cinsellik hormonlarına gösterdikleri tepkileri belirleyen, özellikle
doğum sonrası depresyona girmeleri riskini arttıran genler olabileceğini
bulgulamıştır. Kadınların hayatlarının farklı dönemlerinde de majör depresyona
girme risklerini arttıran bu genler erkeklerde aktif değildirler; çünkü erkekler
bu genlerin harekete geçmesi için gerekli olan hormonal değişimleri yaşamazlar.
Kendler'ın bulguları östrojen ve projesteronun ruh hali değişimlerine,
özellikle doğum sonrası depresyon yaşayan kadınlara yardımcı olabileceğini de
ortaya koyar.
NEDENLERİ - Daha önce depresyon geçirmiş
olmak ya da madde bağımlılığının olması - Ailede psikolojik rahatsızlığı
olan bireylerin olması - Sosyal desteğin yetersiz olması - Daha önceki hamilelik
dönemlerinde ya da doğumlar esnasında sorun yaşanması - Daha önceki gebeliklerde
depresyon geçirilmesi - Evliliğe ilişkin sorunlar ya da
ekonomik problemler - Küçük yaşta doğum yapmak - Beklenmedik yaşamsal olaylar
(ölüm, ayrılık vb.) - Planlanmamış gebelikler - Anne sütü ile beslememe - Kayıpla sonlanan gebelik ve
doğum deneyimleri - Erken anne-bebek ayrılığı - Bebeğin bakımı ile ilgili
duyulan kaygılar BELİRTİLERİ - Normalden daha fazla ağlama - Çoğunlukla kendini üzgün
hissetme - Konsantre olamama ve sıkıntı
içinde hissetme - Eşyaları nereye koyduğunuzu
hatırlamakta zorluk çekme - Eskiden keyif aldığınız
şeylerden keyif alamama - Günün çoğunda yorgun olma - Hep böyle hissedecekmiş gibi
hissetme - Yalnız kalmaktan korkma - Böyle hissetmeye daha fazla
devam etmek durumunda olmaktansa ölmüş olmayı isteme - Ailesine karşı sevgisizlik ve
bebeğine karşı zıt duygular - Duygu durumun depresif olması - Aktivitelere ilginin azlığı - İştah değişikliği - Uyku bozuklukları - Çocuğun bakımında güçlükler - Suçluluk hissi - Kendine güven azlığı Doğum sonrası depresyonun
belirtileri bazen gizli kalır. Kadınlar, çocuklarının doğumuyla çok mutlu
olmayı bekledikleri halde mutlu olmadıkları için utanç duyarlar. Hamilelik
sonrası depresif ruh hallerinin hormon değişiklikleri, yeni bir kimlik, emzirmek,
uyku, çocuk ve eşin etkileriyle şekillenen karmaşık yapısını anlamak önemlidir. TEDAVİ YÖNTEMLERİ Kimi bilim adamları emzirmenin
bazı kadınlarda doğum sonrası depresyona engel olabileceğini düşünüyorlar. Süt
salgılanması sırasında kadınlar düşük nöroendokrin salgılarlar ve çocuğun karşı
karşıya olduğu tehditler dışındaki stres kaynaklarına gösterdikleri tepkiler
azalır. Ruh halini iyileştirmeye ve
kendini iyi hissetmeye yönelik serotonin gibi beyin kimyasalları doğumdan sonra
düşük seviyelerde olurlar ve doğum sonrası depresyonu yaşayan beyinlerin bu
kimyasallardan yana açıkları vardır. İlaçlar ve hormonlar annelerin
beyinlerinin normale dönmesine yardımcı olur. Sonuç olarak doğum sonrası
depresyon; - Bozukluğu fark etmek ve
kabullenmek - Olumsuz düşünceleri yıkmak - Kişinin hayatındaki stres
kaynaklarını azaltması - Egzersiz ve uygun diyet - Tıbbi tedavi (antidepresanlar ve
kaygı düşürücü ilaçlar) - Psikoterapi gibi unsurlara tepki
veren tedavi edilebilir bir hastalıktır. KAYNAKÇA: http://www.dbe.com.tr/Default.aspx?SectionID=28 http://www.ttb.org.tr/STED/sted0901/dogum.pdf |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BEBEK VE MÜZİK - 24/12/2011 |
BEBEK VE MÜZİK |
KADIN VE ERKEK BEYNİ ARASINDAKİ FARKLAR - 08/12/2011 |
KADIN VE ERKEK BEYNİ ARASINDAKİ FARKLAR |
ÖĞRENCİLERLE İYİ İLETİŞİMİN YOLLARI (ÖĞRETMENLER İÇİN) - 12/11/2011 |
ÖĞRENCİLERLE İYİ İLETİŞİMİN YOLLARI (ÖĞRETMENLER İÇİN) |
YANLIŞ YATAK ÇOCUK PSİKOLOJİSİNİ BOZABİLİR - 11/11/2011 |
YANLIŞ YATAK ÇOCUK PSİKOLOJİSİNİ BOZABİLİR |
ÇOCUĞA ÖZSAYGISINI KAZANDIRMANIN YOLLARI - 30/10/2011 |
ÇOCUĞA ÖZSAYGISINI KAZANDIRMANIN YOLLARI |
ÇOCUĞA EVDE GÜVEN KAZANDIRMA YOLLARI - 23/10/2011 |
ÇOCUĞA EVDE GÜVEN KAZANDIRMA YOLLARI |
EVCİL HAYVANLAR&ÇOCUKLAR - 16/10/2011 |
EVCİL HAYVANLAR&ÇOCUKLAR |
ÇOCUKLARDA YEME SORUNLARI - 11/10/2011 |
ÇOCUKLARDA YEME SORUNLARI |
DAVRANIM BOZUKLUĞU - 02/10/2011 |
DAVRANIM BOZUKLUĞU |
Devamı |